6 Şubat tarihi milletimizin hafızasına kara bir tarih olarak kaydedildi. Tıpkı 17 Ağustos gibi. 11 ili kapsayan büyük bir yıkım yaşadık. Elli binin üzerinde canımızı kaybettik. Bir o kadar vatandaşımız da geri dönüşü olmayan sakatlıkla hayatına devam etmek zorunda kaldı. Öyle bir yıkım yaşadık ki cumhuriyet tarihimizin en büyük yıkımı olarak kayıtlara geçti. Etkilediği alan dikkate alındığında Avrupa'nın bir çok devletinin yüzölçümünden daha büyük bir alanı kapladığını dehşetle müşahede ettik.
Milletimizin feraseti ve devletimizin gücü ile ilk anda enkaz altında ve kış günü her şeyini kaybetmiş olarak açıkta kalan depremzede vatandaşlarımıza hep birlikte elimizden gelen tüm yardımı yaptık. Ne yüce bir halk olduğumuzu tüm dünyaya bir kere daha ilan ettik. Sadece ülke içinde değil yurt dışından da dost ve kardeş devletler ilk anda yardımımıza koşmak için adeta birbirleriyle yarıştı.
Maalesef ülkemizin bir gerçeği olan deprem felaketi ile birçok defa yüzleştik ve bundan sonrada yüzleşmeye devam edeceğiz. Herkesin kabul ettiği İstanbul depremi için zaman gittikçe daralmakta. Bize düşen devletimizin çıkarmış olduğu yasalara uygun, depreme hazır konutlar inşa etmek ve her gün olacakmış gibi depreme hazır olarak gerekli eğitimlerimizi ve tedbirlerimizi ihmal etmeden gerçekleştirmek olmalıdır.
Yüce Allah'tan bir daha böyle afetler yaşatmamasını niyaz ediyor ve tüm halkımıza geçmiş olsun dileklerimizi tekrarlıyoruz.